Tuesday, September 3, 2013

Çam ağacının tepesinden notlar


Kim ki birisini geride bırakmak istiyor dağa çıksın. Tepeye. Zirveye. Bıraksın orada gelsin.



Çamlıhemşin'de Pokut yaylası'nda 2048 rakım'da,
"Dağın tepesine bıraktım seni. Ara da bul kendini kolaysa" dedim. Bittin gittin.



Ölüm ve yaşamın bu kadar yan yana olması... Hangi ara düşünmen gerekiyor bunları burada sorarım? Arabaya binerken, evinde otururken mi? Ağaçlar dizilmiş içiçe, soldan sağa, soldan sağa. Haberin yok. Benim var mıydı?







Buradan bakınca hiç konuşmamak en iyisi diyorum. Madem kısmi sessizlik mevcut, o halde ben de olmalıyım. Herhalde varım.










Nefesin sesinde
-sin
Aklımın ucunda
Çam ağacının tepesinde
-sin.







Aşağı yukarı bin beş yüz metre'deydik. Çıkıyoruz hala. En tepedeki düzlüğü gösterdi Erdem. "Oraya gidiyoruz" dedi. Yeşil düzlüğe. "Acaba ne çiçeği bu kırmızılar?" diye sorduk Erdem'e. "Yılbaşı çiçeği" dedi. Gülüştük. Tüm tomurcuk kırmızı çiçekler yılbaşı çiçeği. 


İndi. Sis indi dağların tepesine.






İnsan ses yapıyor. Ses yapmayı seviyor. İki bin metre yükseklikte bağırarak konuşabiliyor. Kahkahalar... Ben bir hayvan olsaydım bir ağacın altında uyurdum şimdi.

(Şu yaşa geldiğinde hala birisinin söylediklerini önemseyeceksin deselerdi sevinirdim.
Şu yaşa geldiğinde hala birisinin söylemediklerini önemseyeceksin deselerdi üzülürdüm.)


Orada öyle salınıyor duman'la sis. 
Şimdi yanımda olsaydın sen,
susmazdın. 
Halbuki sessizlik sözlerinde gizli. 






Bir kaç ağaç, bir çok dağ. Soldan sağa.





Burada sadece tavanda asılı duran küçük örümcek ve sis var.
Sis, sağdan sola.










Dere yıkanması. Ruh temizliği. Buldum yine içeride dertli bir 'şey'. Hep aynı kapalı kapıya çıkan.

Sisler ve bulutlar kovdular bizi. Kovulduk yayladan başka bir cennete. Yol boyu çiçekler. Salkım salkım. Yol da ne yoldu ha? Pokut yaylası. Pokut.



Dağ tepesi, çam ağacının ucu.
Konuşmalar. Anlatmalar.
Sen. 
Yanı (başımda) kurt köpeği. Ares. 
Koş Ares. 






Güneş olsa bu kadar güzel olamazdın dağlarda.
Sisler anlatıyor, ben dinliyorum. 
Şahidim yok, hamdolsun. 



Ne zaman ki söylemek isteyeceksin,
Yazık. 
Orada olmayacağım. 





1 comment:

Sophie said...

Rize ve Çamlıhemşin çook güzeldir. Bir süre orada kalmak ne iyi gelir insana. Çok güzel fotoğraflar :)) Çok sevindim Selen orada bulunmuş olmana.