Wednesday, March 27, 2013

Hebe de Bonafini

La Strada. Foto: SG
Bazi insanlar o kadar ozel ki hakkinda yazarken nasil bir baslangic yapacagini bilemiyorsun. Romantik oldu yazinin baslangici sanki biraz. Ama gercek bu. 

Marcello Allulli (Tenor Sax) ve Emanuele de Raymondi (Gitarist ve Elektronik muzik bestecisi) benim cok sevdigim iki arkadasim. Aralik'tan beri "Selen bir seyler yapiyoruz ama aklimizda hep sen varsin. Gel de sunlari kaydedelim, bu proje baslasin" deyip duruyorlardi. Mumkun olmadi kendi albumum yuzunden baktim bunlar sabirsiz ben de merakli, kalkip gittim 3 gun bile olsa. Ama Marcello dedi ki "ne yapip et 16 Mart'ta bir konserimiz var, ona da yetis". Plani buna gore yaptik. 14'u aksami ben Roma'ya variyorum, yemek yiyoruz ucumuz v.s. sonra ertesi gun provalar ve kayit. 16'si bos, ben konsere gidiyorum, 17'si kayit ve 18'i Istanbul donusum var. 16 Mart konserini bana anlatmiyor Marce ama israr ediyor, "burada olman lazim, senin icin onemli olacak". 
Foto: Paola Favoino

Gittigimde hemen beni otantik Roma restoranina goturuyorlar yemek ve Italyan birasi. Oh! Muhabbet cok guzel. Gece film seyredip uyuyoruz. Marce'nin evi zaten bana ev. O kadar uzun zaman gecirdim ki orada son iki senedir. Ertesi gun Francesco Diodati ve Ermanno Baron (M.A.T.) geliyor Marcello ile provaya. Evi calinabilir, bahceli, limon agacli filan bir bodrum kati. Cok guzel bir isigi var. Evde guzel bir piyano ve davul da var. Provalari hep orada yapiyorduk. Butun muzisyenlerin gelip takildigi bir yerdir Marc'in evi, hep birileri gelir elinde kahve, tatli, yemek, sarap... Muzik muzik... Bizim kayittan once provamiz var dedi Marcello. Haydaa... Al sana Italyan surprizi. Hep bir seyler beklersin Italya'da. Net. Ok dedim ne provasi acaba? Yarin ki konserin provasi. Maria Letizia Gorga geldi eve sabah kahvaltidan sonra, Italya'nin en onemli aktrislerinden biri. Hem cok guzel hem de cok etkliyici bir kadin. Megerse benden sakladiklari konser Italya'nin devrimci merkezlerinden birinde yapilacak cok onemli bir bulusmaymis. Sadece Arjantin'in degil tum dunyanin en onemli aktivistlerinden biri olan, Plaza de Mayo Anneleri (Mothers of the Plaza De Mayo) olarak bilinen organizasyonun lideri Hebe de Bonafini'nin sahsen katilacagi, onun onuruna verilen bir konser ve belgesel gosterimi. Yani bu su demek oluyor, sahsen Hebe ile tanisip elini sikabilecegim hatta ayni ortamda olup sonra da yemege gidecegim. Inanilmaz! Prova muhtesemdi, daha belgeseli seyretmeden muthis etkileyiciydi. Hatta yan odada ben kendi albumum ile ilgili isleri yaparken iceriden sizan muzik yuzunden gozlerim doldu, telefonla kayit yapip sound cloud'a koydum kucucuk bir kayidi. Ertesi gun icin heyecanlandim durdum tum gun. Sonra biz Lele ve Marce ile kendi kayidimiza gittik. 


Hebe'nin ve Marc'in delirdigi o an! Foto: Fiorenza

Cumartesi 4 gibi oradaydik. La Strada'da. Hebe de Bonafini icin platform kurdular, kendisi kolaylikla yuruyemiyor 84 yasinda oldugu icin ama Italya'da turnedeydi. Turnenin de son gunuydu. Bir haftadir her gece baska bir yerde konusuyordu! Geldiginde el birligi ile o platformdan tekerlekli sandalye ile asagiya La Strada'ya aldilar. La Strada cok etkileyici bir yer. Kocaman. Iceride langirt masasi ve bar var (tabii!). Her sandalye bir yerlerden gelmis. Herkes birlikte hareket ederek ortami kurdu. Hebe geldiginde herkes hazir ve heyecanliydi. O cok guzel bir kadin! Basinda kayip cocuklarinin isimlerinin yazdigi basortusu ile (tum anneler simgesel olarak kayip cocuklarinin isimlerinin yazdigi beyaz bas ortusu takiyorlar) onurlu, gururlu, sert mizacli ama yumusacik bir kadin. Herkes elini tutmak istiyor onunla konusmak istiyor. Sirayla konusmak isteyen herkesle konusuyor, ama ciddi ifadesini elden birakmadan, zorlamadan kendini, sabirla. 
Hebe ve simgesel basortusu. Foto: SG

Belgeseli ceken yonetmen teknik aksakliklar yasadi maalesef konser boyunca. En onemlisi Hebe'nin binlerce kisiye yaptigi o tarihsel konusmayi gosteremediler. Ama muzik ve text uyumu cok etkileyici oldugundan duygu aksamadi. Sonra hep birlikte gittigimiz yemekte aksamanin iyi bile olmus olabilecegini konustuk. O kadar yukselmisti ki enerji, muzisyenler "calmayi birakmak zorunda kalabilirdik, o konusmanin uzerine bir de calamayabilirdik" dediler. Ayrica tarih orada oturuyordu ve birazdan sahsen konusacakti zaten. La Strada hinca hinc doluydu. Arada bir kopup aglamaya baslayan insan sesleri, muzik ve belgesel seslerine karisiyordu. Tabii ki ben de agladim! Kirli Savas (Dirty War) 1976 -83 arasinda, bizim 80 askeri darbesine benzerlik gosteren, benzer sonuclara sebep olan utanc verici bir darbe. Plaza de Mayo annelerine gore darbe esnasinda 30.000 cocuk ve genc insan, ailelerinden zorla kopartilarak kaybedilmis. Yuz kizartici bir insanlik sucu. 2006'ya dek benim de dogum gunum olan 26 Ocak  gunune kadar her Persembe baslarinda beyaz ortuleri ile meydana yuruduler, yaslari kac olursa olsun kolkola. 2006'da artik yurumeyeceklerini, dusmanlarinin 'bu hukumet' olmadigini soyleyerek eylemlerini bitirdiler. Bizim Cumartesi annelerine de ilham oldular, cesaret verdiler. Ve tum bunlarin basinda bu buyuk harika kadin, Hebe de Bonafini var.
Marce ve Francesco. Photo: SG
Konserin sonu. En onde pembe kabanimla oturuyorum. Foto: Paola Favoino 
Hebe de Bonafini Foto: SG































Hebe konserin sonunda uzun sayilabilecek, yer yer cok acikli, yer yer esprili bir konusma yapti. Olulerinden, kayiplarindan bahsetmedi. Birlikte durmayi, acilari paylasmayi, hayatin kendisini ve yasamanin onemini anlatan basit bir konusma yapti. Ama konusma cok heyecanliydi. Cesaret vericiydi. Konser esnasinda o kadar yuksek bir enerji alisverisi oldu ki MAT ile Hebe arasinda, calanlar da Hebe de ara ara gozyasi doktu. Tum bunlara sahit olmak, o guzel insanlarin arasinda bulunmak, yakin tarihin en buyuk ilham kaynaklarindan olan bu cesur kadinin yaninda olmak anlatilamaz bir duyguydu. Konusamadik ama el sikistik, gozgoze geldik. Benim icin yeterliydi. Marcello hakli cikti. Surpriz unutulamayacak kadar buyuk oldu. 
Hebe. Foto: Paola Favoino


Okumak ve seyretmek istersen: 





Thursday, March 21, 2013

Assurdo





Kolumun icinde bir sizi inceden...
Yavastan yer degistirmis bildigin
yerinde degil demek ki diye dusundum.
Sizlamasi gereken yerde sizlamiyor artik.

Sonra boyle de olur diye dusundum.
Kapattim gozlerimi, inandirici gelmedi.
Actim. Gelmedi.

"Aslinda uyuman gerekiyor" dedi iceriden "artik gec oldu".
Gec oldu da...

Zaten uyuyorum ne zamandir.
Kac zamandir?
Belki de ben degilim uyuyan.
(Ben miyim?)









Sizliyor iste canim basbayagi. Durmuyor.
O durmadikca uyku da gelmiyor.
Sizladikca desiyor. Destikce de iste bildigim.
Yanlis yerde bu kesin. Olmasi gerektigi yerde degil.

Trenler, otobusler, metrolar, ucaklar bindim yine. Ondan olmasin?
Sakın.
Cok sallandım.
Asagi yukari, saga sola.
Asagi yukari, sola saga. Yandan.
Yandan.
Soyle yukarida tutsam surekli belki yerine geri gelir varligina kufur ettigim.






Bozma agzini iste dedi iceriden.





Thursday, March 14, 2013

so long

Roma'ya gidiyorum 10 dakikaya evden cikacagim. Marcello Allulli ve Emanuele de Raymondi ile kayida.. O kadar icimden 'so long suckers' demek geliyor ki... O yuzden deyip kaciyorum. 

'so long suckers'
:)

Saturday, March 2, 2013

Anlat



Tüm güzellikleri bir bir
içine anlat.

Anlat.

Anlamlandıramadığın ne varsa
at
içine,
içine anlat.

Anlat.

Ağacın rengini, nefesini.
Bazen bir İsveç'linin dilini, Norveç'linin nefesini anlat.
Anlat içine.
Bak.

Kırmızı geliniciği bekle.
Beklemenin ne demek olduğunu anlat.
Anlat bana baharı, yüzünü, kokusunu.
Nasıl koktuğumu anlat.
Nasıl koktuğunu...

Bilmediğim ne varsa,
Görmediğim.
Senin bildiklerini, duyduklarını.
Yolda gördüklerini.
Ordan bakınca kemiğini sızlatan
gerçeklerini anlat.
Anlat bana.

Şu koskocaman hayatta
küçücük kalmayı,
kalanla bir yaşamayı,
yaşamda tek olmayı anlat.
Anlat ki bileyim.
Bileyim kimsin.

Durduğum yerde kaç olmayı,
Elma'nın rengini
Renk'teki yeşili
Yeşildeki sarı'yı anlat.
Anlat ki karıştıralım
karıştırabilelim gerçeği
mavi'yle.
Mavi'yi seninle.
seni de onunla.


Onu da işte,
benimle.