Tuesday, March 2, 2010

Trenler

Weimar'dan Leipzeg'e tren
Viyana'dan Graz'a tren
Amsterdam'dan Den haag'a
İstanbul'dan Ankara'ya, Eskişehir'e...

Önce yavaş yavaş, sonra hızla geçen ağaçlar... sonra yeniden yavaş... sonra yeniden hızlı...
donmuş göller, su birikintileri, su yolları
köprüler, köprüler
sonra kısa tünel
uzun tünel, sonu yokmuş gibi
ağaçlar, ağaçlar, ağaçlar
kısa tünel, uzun tünel
her yer kar tutmuş
küçük evler sağlı sollu
yol kenarlarında ses panelleri
yavaş hareket eden arabalar

inip binen insanlar, selamlaşmalar
gülümsemeler
merak.

Frankfurt'tan Weimar'a
Amsterdam'dan Utrecht'e tren
Liepzig'den Berline'e tren
Londra'dan Dartford'a
önce yavaş yavaş, sonra hızla geçen ağaçlar...
her yer kar tutmuş, buz tutmuş
kuşlar havalanıyor, aniden
yavaş kanat çırparak, uçuyorlar
birisi müzik dinliyor yanımda
punk rock, ayagını sallıyor
arabalar, arabalar, arabalar
kısa tünel, uzun tünel
köprüler, köprüler, köprüler
yokolmuş ırmaklar, nehirler
bavullar, çantalar, sağlı sollu
rengarenk
yansımalar, camlar, fısıltılar
upuzun bir vadi
kocaman yapayalnız ağaçlar
ışık
ve hızla geçen ağaçlar
irili ufaklı, boy boy
dağlar dağlar...
köprüler,
tüneller,
ağaçlar,
arabalar,
ırmaklar,
nehirler,
insanlar, insanlar, insanlar.


01, 02, 03 / 2010

TK 1764

TK 1764

11.02.2010

Ucaktayim

Rebekka Bakken dinliyorum.
Art of the fall albumunu,… Biliyorum, ironik!

Bir suru sey dusunuyorum tabii. Normalde uc saat uyumus bir insan uyumak icin delirir ama ben ucaga biner binmez cin gibi oluyorum. Ucak bombos. Sagda solda herkes ucerli koltuklara yerlesmis misil misil uyuyor. Ben kahvaltida atom yutmus gibiyim mubarek. Tam inerken basincla uykum gelir, nereye geldigimi unutacak kadar da sersemlesirim. Klasik! Sonra trende uyumamaya calisarak artik hangi sehre gidiyorsam… Mucadele. Sabah erken ucaklarini sevmiyorum ama iste ne yaparsin, gunu kacirmayalim, hemen alisalim, belki prova, hatta sound check / konser derken asagi yukari tek alternatif sabah ucaklari.
Bu sene her zamankinden tuhaf bir enerjim var. Bir suru sey olacakmis gibi geliyor, ama bir suru… zaten oluyor da. Bazen fiziken olan bitenlere yetisemiyorum, oyle acayip bir hiz. Bir sikayetim yok tabii, sonucta surprizler diye album yapmis birisiyim. Durumdan sikayet etsem tuhaf kacar.

Bir muddet
Susmak
Kara gozlerin derinligine.

En iyisi
Konusmamak
Bir sure.

Gercekten uyusam mi acaba?

TK 1764
Istanbul - Amsterdam