Thursday, July 29, 2010

Sıradan bir Yaz günü cinneti!


Ne zamandır yazmak istiyorum. Açıyorum blogumu öyle bakıyorum. Bu aralar biraz ters gidiyor her şey. Ya da aslında ben ters gidiyorum galiba. Bir sürü insanın olduğu bir yerde geri adımlarla yürümek gibi bugünler. Arkanı görmüyorsun (bu durumda önün oluyor tabii) öyle bodoslama yürü kalabalığa doğru geri geri (ileri ileri)... Yanlış anlaşılmasın, bunalımda falan değilim. Öylesine bir zaman akışı, olaylar bu şekilde gelişiyor. Tersten mi konuşmayı denesem acaba bu aralar. Sürekli bir iletişim kazası kurbanı olmak yerine abahrem mineb mıda neles nülüg (çok zor oluyormuş ama isim harika oldu!).


Bir tatil yapasım var sessiz sakin. Ama öte yandan deli gibi çalışasım var. Yeni müzikler yazasım, piyano çalışasım var. Sonra tatil yapasım var, evet. Yağmur yağdıkça yağıyor, hem de öyle yaz yağmuru gibi değil, yağıyor arsızca tepemize. Hemen uyumak istiyor o zaman da insan, oracıkta. Bu yaz'ın her zamankinden farklı olduğu kesin. Yine de 2009'a bir çok kez tercih ederim şimdilik.


Bilgi'de ofisimdeyim ve dışarıdan trompet (vuvuzella?) sesi geliyor. Müzik bölümünden gelmiyor, dışarıda uzaktan bir yerden geliyor ses. Silahtarağa, Eyüp'te dışarıda trompet sesi biraz tuhaf! Berklee'de öğrenci olduğum dönemlerde Hemenway'de otururken karşı apartmanda yaşayan Konservatuar Trompet öğrencisinin çalışma sesleri sızardı eve. O kadar güzeldi ki tonu, ciddi platonik duygularım vardı adama. Camı açardım daha iyi duyayım diye. Komşuları öyle düşünmüyordur tabii ama (bakınız: http://www.myspace.com/selengulun/blog?page=2) Hadi bakalım şimdi bir de nostalji. Çekilmez bu yaz günü!


Türkü çalıyorlar şimdi hoperlörden! Böyle sürekli maruz kalıyorsun işte bu ülkede "ses"e. Piyano çalıştın mı evinde kıyamet kopar ama taksiye binersin kötü bir pop müziği dinlemek zorunda kalırsın. Sesini kıstırsan "müzik sevmiyor musun abla?" olur. Tüpgaz satanı bile ses yayını yapar araçlarından. Sen aletini çalışırsan evde çocuk muhakkak uyuyor olur!


Gerçekten yüksek sesle müzik yayını yapıyorlar bir yerden ve aynı şarkı (slogan var içinde ama kötü tesisattan anlaşılmıyor tabii ne dediği) on beşincidir çalıyor. Adamın teki de arada hoşgeldiniz bilmem ne diye bağırıyor. "haydi gel, durma gel, şimdi gel.." diyorlar onu anlıyorum ama kime, neden diyorlar bilemiyorum. Çok büyük bir ihtimalle kimse bunlara "dur" demeyecek. "haydi, durma, şimdi gel" dediklerine göre gidip ben diyeyim bari diyeceğimi diyorum. Ya da en iyisi ben gidip bir kahve alayım kendime!


Vallahi deli değilim. Ben çok normalim. Onlar deli! (Tersten ileriye yürümeye devam.)



2 comments:

Anonymous said...

"nülüg neles mıda mineb" olsa idi ters olacaktı ama kelime kelime terse çevrilmişi olmuş :D

SELEN GULUN said...

diyorum ya işte bu aralar ters gidiyor her şey diye :)