Sunday, September 9, 2012

Her seye ragmen hayat...

Fiuggi Terme. Kasim.

Gecen sene tam bu gunlerde hic bilmedigim, hic tanimadigim, google arastirmasindan bile bir sey anlayamadigim kucuk bir Italyan kasabasina yerlesmek uzere gitmistim. Nerede kalacagimi ve yasama sartlarimin ne olacagini bile dogru duzgun bilmiyordum. Gittigim yer Termal bir kasabaydi ve gercekten sezon bittiginde, issizlasti. Hayatimda hic yasamadigim kadar issiz ve tuhaf bir yerde yasadim 3 ay. Sessizlik icinde. 

Neden ve nasil gittigimi hic anlayamadigim bu 3 ayin sonunda, kosturmali hayatima Istanbul-New York-Berlin seklinde geri donmustum. Hic bir sey olmamis gibiydi. Her sey yerli yerinde duruyor. Ama insan farkedemiyor kendi duruyor mu? Hep zannediyoruz ki zamandir sadece akip giden...


Selale kindly explains to me how big is the biggest! 
polonezkoy yolu.
Bu aralar hayatin bana getirmis oldugu o acayip kargasali, kaotik, kararsiz ve tuhaf donemin (1 Ay/ BIR ay!) ardindan anliyorum simdi neden gittigimi. Tam 1 sene sonra, bugun, Istanbul'da yine yesilde, sessizde, Polonezkoy'de yuruyorduk ki anladim neden gitmem gerekmisti? Anladim ve ustune bir soguk bira ictim. 

Hic dogmayan ve yok olmus arasinda gecirdigim dakikalar... Paylasmak ve baglilik ne kadar kolay gelisebiliyorsa bunlarin yokluguna alismak da bir o kadar zor oluyor. Bir bakmissin hic fol yok yumurta yokken birisine "sunu yedim, bunu yaptim, burasi soyle bir yer, v.s... " diye haberler gecmeye baslamissin. Yerinde duramiyorsun. O kadar basit ve cabuk oluyor ki 'o kisiyle' paylasma istegi sen basina geleni ancak sonradan farkediyorsun. Yasadiklarini tek basina yasamaktan vazgecmek nadiren oluyor ama oluyorsa cok cabuk oluyor. Fakat kendi kendine donmen maalesef bu kadar kolay olmuyor. Hosuna giden yeni bir seyle karsilasinca, anlatmak istedigin heyecanli bir sey olunca 'nereme sokacagim simdi ben bu hissi?' oluyorsun. Aliskanliklar... 

...yuruyordum. Yapraklarin dallarindan kopup dusme sesini duymustum. Ne guzel!


Sessizce durabilmek diye bir sey var! 
Bazen diyorum keske ben de ortaliga bagirabilsem 'soyle oldu, boyle oldu, hahaha..., sunu yaptim bugun, bunu yaptim fotosu bu....'. Buyuk tuzak. Insan sadece daha da yalnizlasir bunun sonunda. Ic'te her sey. Biliyorum. Oralarda, disarida bagirdiginda ise sadece yalnizlik ve huzun... 

Hic dogmayan. Cok zamana ihtiyacim var. Agir. Ben duruyorum. Zaman geciyor. 

En huzurlu oldugun ani dusun dedi A. Dusundum. Icine doldur dedi. Dolduramadim. Uzanmis lacivert denizine kucuk cakil'in, soguk kaynak suyu altinda, cikir cikir cakil sesleri kulaginda, gozleri kapali dinliyor. Cok huzurlu gozukuyor. Bakiyorum uzaktan kendime. Icine girmeye calisiyorum. Calistim, calistim olmadi. "Elini tutabilir misin?" dedi A. Elimi tuttum, yanima uzandim. O kadar. 

5 comments:

Sophie said...

ayrılık zor,sessizlik bazen kafa tırmalıyor.
ama sessiz durabilmek diye bir şey var,bence de var.
fiuggi gibi ıssız kasaba/köylere bayılıyorum,
oralarda sadece kendi kafanı dinleyebilirsin.
çok güzel paylaşım Selen,yüreğine sağlık!

SELEN GULUN said...

cok guzel comment yazmistim halbuki silinmis! hayret!
suna benzer bir sey demistim: keske sessiz kalabilen bir kac kisiden ibaret olmasaydi dunya...
yazdiklarimi duydugun icin sevindim. Iyi geldi Ic'ime demistim. Iste simdi yine dedim.

matias said...

ruhu usuten de hep gidecekmisin gibi duran sususlardır zaten..

SELEN GULUN said...

ne guzel demissin. her an gidecekmissin gibi susmak!

Escuedro said...

''Paylasmak ve baglilik ne kadar kolay gelisebiliyorsa bunlarin yokluguna alismak da bir o kadar zor oluyor. Bir bakmissin hic fol yok yumurta yokken birisine "sunu yedim, bunu yaptim, burasi soyle bir yer, v.s... " diye haberler gecmeye baslamissin. Yerinde duramiyorsun. O kadar basit ve cabuk oluyor ki 'o kisiyle' paylasma istegi sen basina geleni ancak sonradan farkediyorsun. Yasadiklarini tek basina yasamaktan vazgecmek nadiren oluyor ama oluyorsa cok cabuk oluyor. Fakat kendi kendine donmen maalesef bu kadar kolay olmuyor. Hosuna giden yeni bir seyle karsilasinca, anlatmak istedigin heyecanli bir sey olunca 'nereme sokacagim simdi ben bu hissi?' oluyorsun. Aliskanliklar...''

Demişsin, o kadar doğru tanımlamışsın ki omurgam sarsıldı, burnumun direği sızladı. Böyle hisseden sadece ben değilmişim. Garip işler. Teşekkürler.