Heaven is part of you
That never dies or fades away, just sometimes
is forgotten
When the rainy season is too long
As long as there is a voyage away
There's always a journey back
....
Uzun zamandir ne zaman yola cikacak olsam bu sarkiyi dinliyorum (Rebekka Bakken). Alinti yapip durdugum sarki bu. Fakat benim 'yola cikmalarim' geri donuslu. Kucukken biz ailecek yola cikardik. Rutin. Hep anlattigim hikayeler. Icimde hep ayni heyecanla yasadigim, cocuk. Babamin camindan kafami uzattigim anlar, kopeklerin burnunu uzatmasi gibi. Yuzume carpan ruzgar. Hep babamin arkasina oturmam gerekirdi, cunku orasi benim yerimdi. Uzatirdim kafami pencere araligindan ruzgara... Yola... Sonra benim hep midem bulanirdi, annem gibi. Biz emedur icerdik bazen ve bazen ben cok hastalanirdim ama yola cikmak isterdim. Hastalanmak istemezdim. Cogunukla geri donerken daha kotu olurdum. Hareket hastaligim (motion sickness) varmis demek ki o zaman, hala da var. Ama bir yere gitme istegimi durdur(a)miyor motion sickness.
Berlin Sokakları Subat 2012 |
Subat aylari bizim aile icin biraz karanlik. Giden hep ayni zamanlarda gidiyor.
Anneannem yok oluyor yavas yavas bu aralar. Kolon kanseri gormusler, erkenden giden teyzelerimden biri gibi. Ben Italya'daydim. Sonra ilerledi hastalığı New York'taydim, Çok kotu olduğunda Berlin'deydim. Işim biter bitmez geldim. Hastaneye gittim hemen. Anneannemi gordum. Kafam karisti, yeniden. Oturdum dusundum. Insanin onuruyla yaslanmasi guzel olabilir diye. Yaşlanmak yaşlanabilmek guzel bir sey. Olgunlasamadan yaşlanan arkadaslarim var, goruyorum, uzuluyorum. Kafam karisti cunku goruyorum, bir yerde birakmak lazim ama nerede?
Bizim aile birbirine bagli bir aile sayilir. Herkes birbirini uzaktan da olsa kollar, yoklar, bir araya gelinmeye calisilir. Erken yasta kaybettiklerimiz var. Ailenin kadinlarinin bazilari yaslanamadan gitti. Hastalandilar. Kalpten filan pit diye gidemediler, zor ve mesakatli oldu gitmeleri. Arkadaslarim gitti kanserden, hastalandilar, canlari acidi, ve gittiler. Benim de çok canım acıdı bu sebeplerden. Anneannem savasiyor, belli ki hemen teslim olmak istemiyor. 86 yasinda simdi. Saclarini gecen seneye kadar siyaha boyardi, yastan asla konusmazdi ve her zaman bakimli, akilli ve yaratici bir kadindi. Yalniz yasar, yanina kimseyi istemez, bagimsizligina muthis duskun (hmm...). Biz onun yasliligini gormedik, bilmedik. Gostermedi, konusmadi, 'ah suram buram agriyo evladim' diye anlatmadi. Telefon acip bana muhabbet ederdi daha 5-6 ay oncesine kadar, oyle havadan sudan degil, hayat memat meselelerinden. Akil verirdi, hal hatir sorardi. Kucukken biz uyumus numarasi yapardik evinde biraksin annemler bizi diye ablamla. O kadar cok eglenirdik kendisi ile. Masallar yazar anlatirdi. Anneannem tum torunlarina (7 tane) esit davranan birisidir, kimseyi kayirmadan. Soyledigi seyleri yazarim hep. En karanlik olayi bile kendine gore mizahi bir dille anlatan sozler bulur, hic bir yerde duyamayacaginiz. Komik kadindir vesselam. Komik kadin olmak hakkinda da bir suru dusunmeme sebep oldu bu aralar kendisi. Bu konuda muhakkak bir ara yazmam gerek.
Yaşlanmayı bilmek ogrenmek lazim galiba. Bir yerde birakmak lazim, ama nerede? Cunku boylesi cok zor. Donemeyecegini bilerek gitmek. Gidememek.
Kuzenim Asli'nin muhtesem oglu Kaan gecen gun annesine 'anne, yasamak cok guzel. ben hic gitmek istemiyorum buradan' demis. Kendisi 2 gun once alti yasina basti :)
Her neyse. I still love................
Bizim aile birbirine bagli bir aile sayilir. Herkes birbirini uzaktan da olsa kollar, yoklar, bir araya gelinmeye calisilir. Erken yasta kaybettiklerimiz var. Ailenin kadinlarinin bazilari yaslanamadan gitti. Hastalandilar. Kalpten filan pit diye gidemediler, zor ve mesakatli oldu gitmeleri. Arkadaslarim gitti kanserden, hastalandilar, canlari acidi, ve gittiler. Benim de çok canım acıdı bu sebeplerden. Anneannem savasiyor, belli ki hemen teslim olmak istemiyor. 86 yasinda simdi. Saclarini gecen seneye kadar siyaha boyardi, yastan asla konusmazdi ve her zaman bakimli, akilli ve yaratici bir kadindi. Yalniz yasar, yanina kimseyi istemez, bagimsizligina muthis duskun (hmm...). Biz onun yasliligini gormedik, bilmedik. Gostermedi, konusmadi, 'ah suram buram agriyo evladim' diye anlatmadi. Telefon acip bana muhabbet ederdi daha 5-6 ay oncesine kadar, oyle havadan sudan degil, hayat memat meselelerinden. Akil verirdi, hal hatir sorardi. Kucukken biz uyumus numarasi yapardik evinde biraksin annemler bizi diye ablamla. O kadar cok eglenirdik kendisi ile. Masallar yazar anlatirdi. Anneannem tum torunlarina (7 tane) esit davranan birisidir, kimseyi kayirmadan. Soyledigi seyleri yazarim hep. En karanlik olayi bile kendine gore mizahi bir dille anlatan sozler bulur, hic bir yerde duyamayacaginiz. Komik kadindir vesselam. Komik kadin olmak hakkinda da bir suru dusunmeme sebep oldu bu aralar kendisi. Bu konuda muhakkak bir ara yazmam gerek.
Yaşlanmayı bilmek ogrenmek lazim galiba. Bir yerde birakmak lazim, ama nerede? Cunku boylesi cok zor. Donemeyecegini bilerek gitmek. Gidememek.
Kuzenim Asli'nin muhtesem oglu Kaan gecen gun annesine 'anne, yasamak cok guzel. ben hic gitmek istemiyorum buradan' demis. Kendisi 2 gun once alti yasina basti :)
Her neyse. I still love................
3 comments:
Uzun zamandır (ya da belki hiç) bir yazıda bu kadar duygulandığımı hatırlamıyorum. Ama eminim kimse hiç gitmeyecek buralardan, hep başka şekillerde bir arada olacağız.
''Insanin onuruyla yaslanmasi guzel olabilir..'' ne güzel diyorsun.Selen hep hayattan,aklından ve kalbinden süzüp yazıyorsun bir de çalıp söylüyorsun.Bazen senin sesin öyle huzur veriyor ki..hiç durma sen!
Enteresandır ki ben de bugün anneannemi ziyaret ettim. Benim de kafam karıştı biraz. Kendisi 94 yaşında. Cumhuriyetin ilk sendikacılarından idi. Cevvaldi belli ki. Öyleydi. Ama zihnin doğaya yenik düşüşü karşımda durdu bugün. Canım istemedi o kadar yaşamak. Ya da bu şekilde. Acaba çok kitap okusam aklım yaslaninca da yerinde kalır mı ?
Post a Comment