Istanbul'dan ayrilmak... |
"Bazen dusunuyorum da... "dedigin zaman ara ara dusunuyorum, cogunlukla bir sey dusunmuyorum gibi algilanabilir. Turkce boyle ikilikli bir dil. Hep soyledigin seyin yanlis anlasilma riski var. Dogru anlasilma riski de var.
Bu biraz acayip bir yazi olabilir bu sebepten. Soyleyecegi seyi direk soyleyenlerden olsam da bu sefer yapmamaya calisacagim. Biraz kiviracagim. O yuzden ters gelebilir. Gelmeyebilir. Keyfinize gore.
Erken gencligimde yine Ayrilik konusu ile mucadele etmem gereken bir zamandi, "Ayrilmak" diye bir kitap gormus, biraz okuyup hemen kitapcida bastirip parayi almistim. Evli bir ciftin kadin karakterinin baska bir adamla iliski icindeyken kocasini terkedemeyen halini, kocasinin gozunden anlatan bir kitapdi. Yani karakter Erkek. Ama aktif olaylar kadinin cevresinde olup bitiyor. Adamin genel tavri bir sey yapmali mi bu durumda yapmamali mi uzerinden gelisiyor v.s.. v.s.. Etklieyici bir dili vardi. Benim ayrilik konum ile alakali olmasa da enteresan bulmustum. Zaten eninde sonunda insan kendi derdine derman oluyor. Kitaptan ogrenecek degiliz ya (?).
Bu hikayeyi sundan yazdim; simdi gorsem "ayrilmak" diye bir kitap kitapcida, yeni donemde yazilmis ise "hadi ordan" derim icimden, icine bile bakmam. O kadar fena hislerim var zamane ayriliklari ile ilgili. Kitabini da alip okumam herhalde. Ayni "sevmek" diye bir kitap gorsem verecegim tepki gibi, ya da "ask". Bazi kelimelerin suyu cikti, anlamini yitirdi, ici bosaldi. Ayrilmak da bunlardan birisi. Bir de zamane ayriliklarinin yasanma sekli gercekten beni korkutuyor. Zaten her sey gozler onunde, ortalikta olunca nesi merak edilecek ki bu konunun? Neyse oralara da gelecegim elbette. Fakat ayrilik konusu sadece iliski bazinda ele alinmasi gereken bir konu degil. Her turlu haline donanimli olmak gerekiyor. Bazilarimiz bir kismina dayanikli, bazilarimiz diger kismina. Ama hayat hepimizi oyle veya boyle bu egitimden geciriyor. Eninde sonunda bulundugumuz yerden ayrilmamiz gerekecek oyle degil mi?
Ev'den Ayrilmak: En sancili donemlerden biridir. Aile iyidir hosdur guzeldir de disarida da bir hayat vardir goz kirpan. Insan merak etmeye baslar tek basima kalirsam bu dunyada ne olacak? Hayat bastan asagiya (herkes icin degil sanirim) egitim ogretim yuvasi. Hem merak edersin hem korkarsin ama zamani gelince artik duramazsin evde! Kus yuvadan uctu misali, arkana bakmadan yallah! Benim aileden ilk gercek kopusum 23 yasimda oldu. Ama zaten tek basina yasamaya cok merakli birisi olacagim o zamandan belliydi. Calisan anne baba cocugu olmak insana kendine bakmayi ogretiyor. Cok zorlanmadim kopusta. Yine de kendine gore sancili oldu tabii. Ama kopusun kendisi gercektir yani. Tek basina kalmak oyle birdenbire. Yine de cok onemli bir 'hayat' deneyimi o ilk yanliz basina kalma hali. Ne kadar erken o kadar iyi! Bizim topraklarda erkekler tarafindan ozellikle pek uygulanmaz bu gerceklik ama. Baska bir yerde yasamak aileden kopus degil gercekten. Yanlis anlasiliyor yer degistirmek. Kafada kopmaktan bahsediyorum. O pek olmuyor. Zaten buraya bir yazi yazmistim bu konuda derin saygi baslikli, okumadiysaniz referans olabilir. Yasadigin yeri terk etmek konusu var bir de aile disinda. Sehrini, ulkeni ya da en basiti evini. Su an benim yapmam gereken sey o mesela. Evimden ayrilmak istiyorum. Bu evle baglarimi koparacagim pek yakinda. Her ayrilik baska turlu baslangic anlaminda... Zamani gelmisti (gecmisti).
Sevgili'den ayrilmak: Zor zor. Her turlu zor. Fakat bence yine de eskiden daha kolaydi. Bu sosyal medya beni hasta ediyor! Hic anlayamadigim bir kullanim sekli var sosyal medyanin en cok bu konuda olmuyor, olamiyor. Bir insanin digerinden ayri dusmesi normal bir durum. Bir seyler yasaniyor, bir kismi yasanamiyor oyle veya boyle sonuna gelindi, yollar ayrildi madem bir rahat durun be kardesim? Ayriligin en onemli kismi "kendi basina kalmak" degil midir? Oturdugun yerden degisime ugrayamazsin. Bir surece girersin, cikarsin, girersin, cikarsin... Yolda birileriyle tanisirsin v.s.. O surece girebilmek ancak ic'e donmekten gecer. Ic'te cevaplar bulursun, bulamazsin ama dogalinda anlamaya calistigin bir donem olmali. Nedir bu "ben iyiyim, bana bir sey olmadi, oteki igrenc bir insandi, bana bunu sunu yapti" diye bagirma halleri aciktan aciktan? Ya da tam tersine hic bir sey olmamis gibi tum enerji ile her yeni yasanan seyin an be an fotograf, video, yazi butunlugu ile paylasimi surekli. Sosyal medya cildirmasi yasanmadan once arkani doner giderdin. Gittigin yerde bir parcan kalirdi, sen devam ederdin. Kendini alir giderdin. Simdi herkesin gormesi gerekiyor her anini. Konusmasi gerekiyor yasadiklari hakkinda. Ama maalesef paylastigin seyler seni gercek kilmiyor. Duygularini, dusuncelerini, davranislarini anlatamiyor. Insan paylastigi seylere kendini de oturtamadigi, inandiramadigi icin iste boyle tuhaf, amorf, paranoyak bir sosyal topluluk olmaya dogru kosuyoruz. Dort nala. Yollarini ayiran insanlarin arkadas kalmak konusunda anlasamadilarsa ayrildiklari insanlardan haber almadigi, alamadigi, zaten hakkinda digerlerine soru da soramadigi (hafif gurur halleri) o eski gunleri ozluyorum ben. Ne de guzeldi yasayabilmek kendi kendine kalmayi?! Simdi onlarca detay biliyorsun ogreniyorsun kisiler hakkinda her gun gerekli gereksiz, bir kismi 'oteki' hakkinda olunca iyice anlamizlasiyor ayrilik. Amacindan sasiyor. Kafanda kalan icinde kalan guzel uc bes his de silinip yok oluyor. "Yok ya, bu insan boyle birisi miymis?" oluyorsun. Ne fena! Otekini de kollamak diye bir sey hatirliyorum, biliyorum ben ayrilikta. O kadar sey yasamis oldugun insani artik sevmesen de saygi duyardin eskiden (naif?). Onu kirmak yerine birakip giderdin demeye calisiyorum. Bir parcani kirip, kalani alip gitmek... Simdi oyle degil.
Arkadas'dan ayrilmak: Mumkun. Gerci bunu yazabilmek icin once Arkadas taniminin icini doldurmak gerekiyor. Cunku bu gunlerde herkes herkesin arkadasi, herke herkesle arkadas. Herkes birisinin can'i, canan'i. Ve en enteresani gecen gun bir (gercek) arkadasimin dedigi gibi, tuhaf bir sekilde tum insanlik da samimiyetsizlikten muzdarip. Bildigim bir gurup insan haksizliga ugramaktan, dedikodu'dan, yanlis anlasilmaktan rahatsiz. Ama ayni iliskileri ayni sekilde yurutmeye de devam ediyorlar. Cunku bu zamanlar boyle! Anladik. Kafaya takacak bir durum yok. Ama gercek arkadaslik sabir, anlayis, caba ister, gercek diyalog ister. Bu da tas gibi gercek! Bunu saglamayan, saglamak istemediginiz insanla vakit gecirmeye degmez. Hayat cok kisa. Ayrilmak lazim. Konusup ayrilmak en iyisi. Sevgili ayriligi kadar zor olabiliyor bazi dostlardan ayrilmak ama yollar ayriliyor. Yapacak bir sey yok!
Ölenle ayrilik: Hic yasamamis insan bilemez ne kadar zor oldugunu. Cok sevdigin bir insani birden veya yavas yavas bir donem icinde kaybetmenin ne oldugunu? Nereye gidiyor o insan mesela? Bilmiyoruz. Kendimize aciyoruz, kaldik diye buralarda 'o' insan olmadan. Cok karmasik duygular var arkasinda. Cok fazla hesaplasma durumu var. Sanirim yasayan insanla ayrilmanin tek teselli eden tarafi yarin bir gun yuzlesme ihtimali oldugu. Ama nereye gittigini bilmedigin bir insana nasil anlatacaksin pismanliklarini, sevgini, paylasmak istediklerini, istemediklerini? Cok zor. En zor. Parcani bile birakamadan kaliyorsun oyle tas gibi. Tamamini kapsayan bir aci ile. Ama en azindan guzel hislerin kalabiliyor seninle. Canin istedigin de cagiriyorsun onlari, yasiyorsun, bakiyorsun. Sosyal medya deliligi oraya bulasamiyor, kirletemiyor. Cogunlukla. Kafandaki imaj kolay kolay degismiyor. Kayibini sosyal medya'da paylasan insanlara biraz icerliyor olsam da, cunku "Babami kaybettik" gibi haberleri gormek cok aci, ancak teselli arayisi tarafini anlayabiliyorum. Gecen gun bir konser davetime kopegi adina facebook sayfasi acmis birisi yine kopegi adina "ben öldüm Selen hanim, konserinize de gelemem bu sebepten" yazdi. Nutkum tutuldu. Hala saskinligim devam ediyor!
Ayriliklarin en usturuplusu yine de Ölüm. Geride kalana cok koysa da...
Yaziyi muthis Piyanist ve besteci, aksi mi aksi olmakla meshur bir insan olan Carmen McRae'in seneler evvel Notes and Tones kitabinda buldugum, altina direk imzami cakacagim o harika sozleri ile kapatiyorum.
"You do meet people you don't like and that you're not compatible with. People meet me, and dislike me, too, for some reason. I think when people feel like that, they should avoid each other, because life is too short to have to tolerate someone just for the sake of tolerating them. I don't think it's fare to them or to their intelligence. If you cannot make it with someone, then you both should go your own way. You've got to be fair to yourself before you can be fair to anybody else!"
Carmen McRae, Notes and Tones.
1 comment:
It looks like Carmen McRae certainly knows what and who she is. I wish i'll be in that state too to avoid those people without the fear of missing the chance to learn from them. My wish is slowly coming true.
İlk kuruluşu ingilizce oldu kafamda öyle yazdım.
Ali.
Post a Comment