Monday, April 23, 2012

Nisan henuz bitmeden...

Fotograf: Kemal Cengizkan
Ne zaman geldi ne zaman bitiyor onu da anlamadik ya neyse...


Bir seyin olmasini beklerken zaman cok cabuk geciyor. Bir tiyatro oyununa muzik yapmistim, Istanbul Tip Fakultesinin Tiyatro kolunun kendi yazdigi oyundu. Orada asagi yukari tum episodlar o bolumun onemli karakterinin 'beklerken ne de cabuk geciyor zaman?' lafiyla bitiyordu. Onu hatirladim birden. Hey gidi..


Bu yazi uc nokta yazisi anlasilan...


Ben Italyanlar gelecek telasi ile haftalardir bir konser bekliyordum. Marcello Allulli (Tenor Sax) ve Michele Rabbia (Perkusyon, Davul, Elektronik Muzik Bestecisi) 7 Nisan'da Borusan Muzik Evi'nde Canti Liberi adini verdigimiz projeyi calmak uzere  5 Nisan'da Istanbul'a geldiler. Heyecanla gittim bulusmaya otellerine. Ilk is olarak prova sordular. Bu arada Marcello ile tanisip arkadas olma tarihimize blogumu okuyanlar sahit oldu yakindan, ben Italya'dayken. Daha once okumamis olanlar burdan okuyabilirler: Rrrromaaaa!!! O gece Aydin, Amy, Amy'nin bir gece once birlikte caldigi arkadas Alex, esi Matt, Ekin, Marcello ve Michele hep birlikte Balikci Sabahattin'e gidip tika basa yedik, Turk misaperverliginin Italya'daki gibi bizde de mideden gectigini daha ilk geceden kanitladik. Ertesi gunu prova kisa ama ozlu gecti. Herkes elinde bir suru notayla geldi, sonunda tam tahmin ettigimiz gibi oldu ve cokca ozgur dogaclamalarin yonlendirecegi, sadece yol haritasinin konusuldugu bir konser hazirligi oldu. Aksam hem Borusan Muzik Evi'ne hem de 60m2'ye ugradik, calinacak mekanlar gorulsun diye. Geceyi cok uzatmadik. Borusan Muzik Evi konserimiz icin Kemal Cengizkan'dan bir seri gorsel hazirlamasini rica etmistim. O da beni kirmadi ve insan ellerinin on planda oldugu harika bir gorsel serisi hazirladi. Sound check sorunsuz gecti. Borusan ekibi Yagiz, Aydin ve Linda bizi cok guzel agirladilar. Konser tahmin ettigim gibi cok ozel bir konser oldu. Konsantrasyon, duyum, ve dolayisiyla uyum cok iyiydi. Mekanin yeni piyanosu muthis bir Steinway. Hem calmasi tatli, hem de kukruyor. Kacirilmamasi gereken bir konser oldu ama maalesef tahminimizden bostu. O kadar kar kiyamet sonrasinda havanin en guzel oldugu ilk Cumartesiydi! Istanbul'lulari iceri sokabilene askolsun tabii o havada. Maalesef. Michele Rabbia bir dahi. Sahne tavri, muzisyenligi ve arkadasligi anlatilmaz yasanir birisi. Asagida konserden yeni bir parca paylasimi. Album kayitlari yakinda. Diyorum, yine sarkilar var. Bu sefer baska baska turden. Bambaska bir album...
Michele ile duo oldu bu sonunda. Adi ustunde Canti Liberi (Ozgur Sarki).
Kirmizi Sapka:



Fotograf: Maki!
Sonra 60m2'nin Jazz 15 gunlerinde caldik hep birlikte. Bu sefer Muzik Evi'ndeki muhtesem Steinway yerine benim Nord Stage'im ve Jam Man Stereo Looper'im vardi. Ilk defa kullanacaktim onu da sahnede. Firsat buldum diye sevinc icindeydim. Bambaska kafalarda bir konser oldu bu sefer. Sonucta klup konseri, orasi ufak bir yer duyumlar farkli. Baska parcalar caldik, iyi muzik dinler bir tayfa vardi dinleyici olarak. Gergindim ben o gun biraz. Evde dinlendim oysa ki tum gun ama yine de bir agirlik vardi ustumde. Bazen gerginlik insana cok farkli seyler caldirabiliyor. Normalde calmayacagin seyler mesela. Ertesi gun cok az vakit vardi hep birlikte kahvalti ettik ve gittiler. Benim icin cok buyuk yorgunluk oldu ama her dakikasina degdi dogrusu. Cok guzel muzik konusuldu. Giderken Michele I-pod arsivini birakti. Butun yaz denesem bitiremeyecegim kadar cok muzik oldu evde. Yeni album icin de cok acayip fikilerim oldu sayesinde. Son 3 gun bende kaldilar. Evde mutemadiyen muzik vardi. Ve de Italyanca :)


ANT, Marcello Allulli'nin muzigi. 60m2'de caldigimiz haliyle.



Bu da benim yeni parcalarimdan birisi. Duality. Ayni konserden.



Michele 3 tane albumunu verdi bana. Boylece 6 aylik turneler, dersler, calismalar sonucunda elimde dinleyebilecegim onlarca CD birikti, sahibinden elden teslim. Belki firsatim olursa onlari da bir yazida degerlendiririm. 


Konserler arkasindan Adana'ya ve Iskenderun'a gittik gecen hafta Maki'yle. O cidden fotograflari ile paylasilmasi gereken bir durum. O yuzden erteliyorum. Kunefe dedikten sonra simdilik nokta koyuyorum :) Doner donmez Ayten Alpman'i kaybettik. Cok uzucu. Kendisiyle ilgili inanilmaz bir anim var. Ilk trafik kazamdir, kendisi Levent'in ara sokaklarindan birisinde geri geri gelip ilk arabam olan Renault 5'e carpmisti. Araba daha bir haftadir bendeydi. Sonra da inip kibar kibar ozur dileyip, sizi gormedim lutfen telafi edeyim deyip bana masraflarim icin para vermis adinin da Ayten Alpman oldugunu soylemisti. Arabama carpan o oldugu icin uzulecegime sevinmistim. Tifil bir Caz muzisyeniydim sonucta. Oyle acayip bir durum. Cok uzucu haber kaybi. Bu aralar giden gidene. Kis cok agir gecti sanirim, bahar bir cok kisiye ters geldi. Nisan sonunda Istanbul Jazz Center'da calacaktim. Iptal ettik mekan hakkinda sacma sapan duyumlar aliniyor son zamanlarda. Ben artik kaldiramiyorum bu sacmaliklari! Sonra once Bilkent'te yapacagim soylesi arkasindan Tamirane'de gerceklesecek soylesiler zinciri iptal edildi. Neyse ki iptallerin hic birisi benimle alakali degil. Hayirlisi!

Daha guzel baharlara...

No comments: