Friday, December 24, 2010

Beklemek Uzerine 002

Beklemek ile geciyor omrum. Cok arabesk ama oyle. Yani bekledigimiz her zaman aslinda ileride bir tarihte gerceklesecek hatta 'belki' gerceklesebilecek bir ihtimale bagli yasiyoruz. Zaman oylece akip gidiyor, hatta bazen beklerken akmiyor bile! Evet. Oyle duruyorsun sen, zaman akiyor gidiyor. Yoksa ben duruyorum mesela, pek hareket ettigim yok.

Beklemek ile ilgili bir yazi yazmistim galiba gecmiste, onu bulup cikarmaliyim ortaya. Ustunden bu kadar daha bekleme zamani gectigine gore bir seyler degismis mi acaba ben duruken merak ettim?

On bir yasindan beri gunluk tutan birisi olduguma gore ciddi bir bekleme donemi gecirmis olmaliyim. Yani ilerisi icin hep umudum vardi. Gerceklesecegine inandigim anlar. Tabii insan yasi ilerledikce sadece kotu olaylar oldugunda yazmaya basliyor o defterlere. Kalbi aciyinca, birisine cok ama cok kizdiginda, ya da hayatin anlamini filan sorguladiginda. Bir de zaten icsel olani langadanak paylasmak o kadar kolaylasti ki her yere yazabiliyoruz. Eskiden yazamazdim ben oyle paylasamazdim kolay kolay. Simdi buyrun, blog var, isteyen istedigin kisiselligini, yazmak istediklerini okuyabiliyor. Ben cok seviyorum blog okumayi. Hic degilse baskalari ne bekliyor, neleri bekliyor onlari okuyorum. Ama hala cok icsel olani paylasamiyorum. O da zaten bana kalsin artik!

Ote yandan 'insan hayal ettigi surece yasar' lafi da bos laf degil yani. Zen adamin kafasini karistiriyor gercekten. Biz hic mi hayal kurmayacagiz? Yoksa tabii biliyoruz, dag dagdir, insan da insan...

Buldum! Iste 2009'un Mayis'inda yazdiklarim. Cok mu merak ediyorsunuz? Beklemeyin, tiklayin =)

Geri donup basligini degistirdim yazinin, kodladim 001 diye. Belli ki daha bu konuda cok yazacagim. Ama icim rahat. Neden? Cunku Blog'un basligi zaten her seyi anlatiyor. Don. Dolas. Dur(ma).

Kis(z)a 'gonderme': Cuma sabahi, bankaya gitmek gibi islerim varken vazgecip hizlica bu yazi yazmama sebep olan Nesta'nin blog yazisina ve Erykah Badu'nun Orange Moon'una tesekkurlerimi sunarim!





1 comment:

Nesta said...

uuu..... içim kocaman oldu.
ve şu an içsel ne var ne yok, keşke içeri girsen de görsen..
"o kadarı da bana kalsın" dedirten ne var ne yok, görsen..
(gördün mü bak! birden samimiyetin tam göbeğinde!)

muazzam bir diş eti ağrısı, ses kısıklığı ve kendini 'bütün' hissedememe hali içindey(d)im, okuduklarımla birlikte aktı gitti hepsi..

biraz kinesis diliyorum..
beklemeye hareket değsin! beklemeye değsin!

bir de, binlerce teşekkürümü kabul etmeni ve güzel bir cuma gecesi geçirmeni...