Orhan Veli'nin 'İşsizlik' oykusunden bir alinti:
Oyku'de "Petrol kampinda calissam mi?" diye sorgularken orada olabilecek insan tiplerini kurguluyor ve bu kurguda alafranga bir gencten bahsediyor...
"Erdogan biraz siirle ugrasmali. Yazmamali da, konusmali. Ara sira misralar okumali. Ne iyi olurdu! Onunla hep siirden soz acardik. O, ihtimal, giyimi kusamiyla modern bir genc olmasina ragmen, kafasiyla bir hayli eski olacakti. Mesela sair olarak Hasim'i severdi. Hatta Hasim'i sevmeyi bir ilerilik bile sayabilirdi. Bense Nazim Hikmet'i severim; bir turlu anlasamazdik. O bana "siirle maddenin bagdasamayacagini, siirin gorunmez parmaklarin icimizdeki tellerden cikardigi ilahi nagmeler oldugunu" soylerdi. Zavalli ben, bu sozlerle ne demek istedigini sormaya bile cesaret edemezdim. Onun inancini sarsmaya gucum yetmezdi ki! Ama ne olursa olsun, butun softalar gibi bu delikanlinin da sevimli taraflari olabilirdi. Kendisini ogrendiklerinden vazgecirmeye gucum yetmeyecegini bildigim halde onunla siir tartismalarina tutulmaktan da kendimi alamazdim. Benim sair Orhan Veli oldugumu da herhalde ogrenmemeliydi. Gozunden fena duserdim yoksa. Hatta aleyhimde atip tuttugunu bile duysam kendimi tanitmamaliydim. Varsin o rahat konussun. Desin ki : "Orhan Veli mi? Onlar da mi sair? Birak su bopstilleri Allah askina! Bu turlu maskaraliklar Avrupa'da coktan gecti. Yazsalar ya vezinli, kafiyeli dogru durust siir. Yazsalar ya! Sıkı mı? Yazamayinca ne yapacaklar? Tabii boyle bin bir saklabanlikla nazar-i dikkati celbetmeye calisacaklar. Kolay is bunlar, kardesim, kolay is. Halbuki sanat o kadar kolay degil." Varsin soylesin Erdogan. Soylesin. Bosaltsin icini. Tutup ona siir nazariyeleri dokturecek degilim ya! Hem ne ise yarar zaten? Karsi gelebilir miyim pesin hukumlere?
Orhan Veli, Hosgor Koftecisi, Oyku, YKY, Yaprak, 1.6.1949
p.s. 64 sene once, tarihe dikkat cekmek isterim.