Beyaz kagit dunyanin en seksi seyi demisti, galiba Henry
Miller. Cunku yaz yazabildigin kadar. Istedigini yaz. Soyle dedim, boyle oldu,
ben aslinda soyleyim boyleyim, o soyle boyle… Okuyan yok baska nasilsa
istedigini soyle. Kufur et. Seviyorum lan de. Yaz istedigini. En guzeli de (!)
sonra geri donup okumak. Bak ne kadar hakliyim iste, buraya da yazmisim bilmem
ne zaman.. Muhatap var. Ama gizli. Karsinda degil. Karsi cikan yok, tez ileri
suren yok, fikir veren lafini bolen yok. En guzeli dogru / yanlis diyen yok.
Hep sen haklisin. Kafan karisik da olsa oraya yazdin mi sanki gercek zannetme
tehlikesi var tabii. Yazinca goruyorsun ve gozle gorunce de biz insanoglu her
seyi gercek zannediyoruz maalesef. Yazinca beyaz sayfaya tamam. Buyum ben,
dogruyum, hakliyim. Gercegim. Varim.
11 yasimdan beri gunluk tutuyorum. Hep soylenmek istedigim
zaman yazdigimi fark edince erken yasta asik oldugumda, guzellikler, basarilar
ve mutluluk veren seyler oldugunda da yazmaya basladim. Bir de yazdigim seylere
cok inanmamayi ogrendim. Geri donup okumamaya calismayi da… Yoksa cok buyuk
kafa karisikligi oluyor. Yasadigin seyler ve o anda hissettigin seyler
arasindaki fark buyuk oluyor. Ama insan yine de yazdigina inaniyor, kendini
kandirabiliyor. Yazmisim iste buraya, evet ya, iste boyleyken boyle, tabii
tabii…
Ben muhatap seviyorum. Karsimda olsun insan her haliyle.
Kafa karisikligi ile, gercek gercek konussun bana, soylesin, anlatsin.
Iletisime inaniyorum hala. Gerci zamanimizda geri kafali damgasi yiyecek kadar
ortaliktan kalkti boyle insanlar ama olsun. Oraya buraya yazmayi sevmiyorum,
FB’ymis Twitter’mis. Yuzune soylemek istiyorum insanlarin. Yuzume soylensin
istiyorum. Ozel anlar olsun istiyorum o yuzden. ‘Seni seviyorum’ diyebilmek,
‘seni ozledim’ diyebilmek. En onemlisi sana ihtiyacim var diyebilmek. Ne kadar fena
bir laf oldu bu. Odu patliyor insanlarin birbirlerine ihtiyac duymaktan. Neden bu
kadar zor? Ben de cok kasiliyorum birisine ihtiyac duymaktan. Netekim elim
sakatlaninca anlamistim ne kadar rahatsiz oldugumu bu konuda. Net. Kimseye
ihtiyacin olmasin yavrucugum tek basina idare edebilmelisin. Ben bu konuda
yazmistim hatirliyorum gecen sene kazadan sonra, biz gerilla egitimi aldik
ailemizden ablamla diye. Bir tane daha insan tanidim gecen sene sanki bu vesile
ile bilmiyorum rastlanti mi? (46 sana diyorum). Cok zorlaniyorum ben birisinden
bir sey isterken bile. Ama ne diye o zaman hep birlikte yasiyoruz? Bunu
cozemiyorum. O zaman herkes kendi evinde, eskisi gibi ne guzel bahceler icinde
yasayalim, kurtulalim kollektif hayattan. Komsumuz, is arkadasimiz olmasin. Yanyana
dustukce saldirgan bir ‘benim kimseye ihtiyacim yok’ durumu olusmus. Ve fakat
insanlar sokaklara cikti iste hep beraber. New york, Roma, Madrid, Atina
kavruluyor ortalik. Bireysellik biraz tak etti galiba. Bu tek basima ayakta
durayim diye yaptiklarimiz, cok calisma para kazanma v.s.. kapitalizm’in
ozgurluk diye tanimladigi alim gucu pompa(lama)si zortladi. Bakalim nereye?
Dun gece bir film izledim. Love and other drugs. Maki vermis idi. Ask hikayesi aslinda
ama hos bir film. Yavru Anna Hathaway Parkinson olmus sanatci bir kizi oynuyor.
Filmin sonunda bir yerde tipik yeniden birlesme hikayesi var. Erkek kizin
pesinden gidiyor iste bildigimiz, ve diyor ki kizimiza “I need you”. Aha! O da
diyor ki “I will need you more”. Hasta ya yavrucak! Erkek de diyor ki
“Everybody needs someone”. Aglasiyorlar bir yandan tabii. Ben de onlarla hungur
hungur agliyorum. Hadi bakalim buyur burdan yak! Bayagi fiction geldi bana
birisinin digerine “I need you” demesi o anda. Ne gunlere kaldik!
Bu arada ben de ‘there is someone for everyone’ diye sarki
yazmistim. Henuz kaydedemedim. Yakinda kaydederim bence!
p.s. bu yaziyi yazdiktan 2 saat sonra yeniden toplanmam (yine ve yeniden yer degisikligi) gerektigi icin sirt cantami actim icinden soyle bir not cikti: 'biz seni cok severiz'. imzaya gerek bile yok. annem beni havaalanina biraktiginda cantama not atmis. iste boyle bir sey.
p.s. bu yaziyi yazdiktan 2 saat sonra yeniden toplanmam (yine ve yeniden yer degisikligi) gerektigi icin sirt cantami actim icinden soyle bir not cikti: 'biz seni cok severiz'. imzaya gerek bile yok. annem beni havaalanina biraktiginda cantama not atmis. iste boyle bir sey.