Aklıma takılır ortak vicdan meselesi... Vicdan bireysel yetenek olarak algılanabilir, doğuştan gelen.. Ya da toplumsal bakış açısıyla, öğrenilen, kültürel öğrenimler ve değerlendirmelerle ortaya çıkmış bir öğreti denebilir. Bu durumda bile kişide öylesi bir yargılama durumunun oluşabilmesi için doğuştan gelen bir “vicdanen yargılama bilinci” olması grektiğini düşünüyoruz sanırım. Türk Dil Kurumu Vicdan kelimesini şöyle açıklıyor, “Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç”. Bu durumda tabii Vicdanlı kelimesini, Vicdanı olan, Vicdansız kelimesini ise Vicdan’ı olmayan olarak açıklıyor!
Bana vicdansız (vicdanlı) gözüken birisi başkası için dünyanın en ahlaklı (ahlaksız), kendini bilen (bilmeyen) , başkalarına iyi davranan (davranmayan) insanı olabiliyor. Şimdi birisi yakın ilişki içinde bana acayip kötü davranıyor diyelim, tanıdığım herkes o kişinin vicdanlı bir insan olduğunu düşünüyor. O vakit nasıl çözeceğiz bu durumda ortak vicdan meselesini? Geldi dayandı mı konu yine bireyselliğe? Hadi bakalım... Freud yaşasaydı da iki çift laf etseydik şu süperego konusuyla ilgili.
Toplumsal değer yargıla(mala)rı!